Araştırmalar fosil yakıtların, örneğin kömürün, güneş enerjisiyle üretilen kilovatsaat başına enerji için 280 kat daha fazla madencilik gerektirdiğini ortaya koyuyor.
İklim değişikliğinin birincil sorumlusu olan fosil yakıtları yerin altında bırakmak, bir seçenek olmaktan çoktan çıktı. Güvenli bir geleceğe doğru yol almak adına Paris Anlaşması’nın sıcaklık hedeflerini tutturmak istiyorsak başka şansımız yok.
Haliyle akla fosil yakıtların yerini hangi kaynakların alması gerektiği sorusu gelebilir. Cevap, güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarında. Peki enerji üretimi için fosil yakıtların yerini alacak yenilenebilir enerji kaynaklarından biri olan güneş enerjisi iddia edildiği gibi çevreye zarar veriyor mu?
Öncelikle çoğu güneş hücresinin, silikon yarı iletkenler ve camın yanı sıra gümüş, bakır ve indiyum gibi metallerden oluştuğunu söyleyerek bu sorunun cevabını vermeye başlayalım. Ve eğer güneş pillerini de dahil ediyorsak, listeye lityumu da eklemeliyiz.
Çevresel etki söz konusu olduğunda ise cevabımıza silikon ve camın toksik maddeler olmadığını söyleyerek devam edelim. Burada akla bir başka soru gelebilir. Ya madencilik?
Araştırmalar fosil yakıtların, örneğin kömürün, güneş enerjisiyle üretilen kilovatsaat başına enerji için 280 kat daha fazla madencilik gerektirdiğini ortaya koyuyor. Bir de bunun üzerine kömürlü termik santrallerin hem enerji üretimi hem de madencilik faaliyeti sırasında neden olduğu emisyonları da hesaba katarsak güneş enerjisi çok daha temiz bir seçenek olarak öne çıkıyor…
Güneş Enerjisi Fosil Yakıtlara Üstünlük Kuruyor
Güneş enerjisine dair bir başka soru ise ömrü tükenen güneş panellerinin ne olacağı üzerine. Şu an için güneş hücresinde değerlendirilen metallerin yeniden kullanımının yolu aranıyor. Yani hâlâ daha burada ciddi bir çözüme ihtiyaç var. Böylece hem ortaya çıkan atık miktarı azaltılabilir hem de güneş enerjisi madenciliğine daha az ihtiyaç duyulabilir…
Tüm bunlarla beraber güneş enerjisi fosil yakıtların karşısında birçok avantaja sahip. Öncelikle enerji üretimi sırasında emisyona veya hava kirliliğine neden olmuyor.
Güneş enerjisi, enerji üretimi sırasında emisyona ve hava kirliliğine neden olmuyor. Fosil yakıtlar atmosfere saldıkları sera gazları ile küresel sıcaklık artışını tetikliyor. Mevcut 1,34-1,41 derecelik ısınma seviyeleri, daha sık ve yoğun sıcak hava dalgalarını, orman yangınlarını, fırtınaları ve selleri beraberinde getiriyor. Isınmadaki en ufak bir artış dahi öngörülemez ve ciddi riskleri doğuruyor. Bunun yanında güneş enerjisi hava kirliliğini de engelliyor, halk sağlığı için bir tehdit oluşturmuyor.
Türkiye her yıl milyonlarca dolarını fosil yakıtları ithal etmek için harcıyor. Güneş ise bizim! Ayrıca, yenilenebilir enerji santrallerinin kurulumu için fosil yakıtlara kıyasla daha az sermayeye ihtiyaç var. Bir de bunun yanında teknolojisinin sürekli gelişmesi gibi avantajlarıyla fosil yakıtlara büyük bir üstünlük kuruyor….